Bel Fıtığı

Bel fıtığı, günümüzdetedavisi basit bir hastalık olmasına rağmen, birçok kişi bel fıtığı nedeniyle felç olmaktan, sakat kalmaktan korkar. Omurganın bel bölgesinde, kemikler arasında bulunan disk ekleminin yıpranarak, eklemin bir parçasının normalde bulunması gereken yerden dışarıya doğru kaymasına bel fıtığı adını veriyoruz. Fıtığın bacağa giden siyatik siniri ve diğer sinirler üzerine baskı yapması, siniri sıkıştırması sonucunda bir yandan bel ağrısı diğer yandan da kalça ve bacakta ağrı, siyatik ağrısı, uyuşma, bazen de kaslarda kuvvet kaybı görülebilir.

Biraz daha detaylı olarak bel fıtığı konusunu anlamaya çalışalım.

Disk Eklemi Nedir?

Bel kemiklerinin gövde kısımları arasında bulunan eklemlere disk eklemleri adını vermekteyiz. Tavla puluna benzeyen disk eklemleri omurgaya binen yükün oluşturduğu şokları emen bir yastık ya da amortisör görevi üstlenirler. Disk eklemleri bir taraftan omurgaya binen kuvveti taşırlar ve dik durmasını sağlarlar,  diğer taraftan da her yöne doğru esneyerek omurganın öne ve yanlara bükülmesini sağlarlar.

Disk ekleminin ortasında macun kıvamında bir eklem çekirdeği, dış kısmında ise simit ya da conta şeklinde bir halka bulunur. Kuvvetli yapıda ve esnek liflerden yapılmış olan dış halka, esas yükü taşıyan yumuşak ve jölemsi eklem çekirdeğini korur.

Bel Fıtığı Nedir?

Basit bir dille anlatmaya çalışalım;

Kaşar peynirli tostu bilirsiniz; iki dilim tost ekmeğinin arasında bir dilim peynir vardır.

Tost ekmeklerini omurga kemiklerine, aradaki peyniri de kemikler arasındaki disk eklemine benzetelim.

Tostu makineye koymadan önce, ekmekler de, ortadaki peynir de sağlam ve diridir, yüzeylerinde düzgün, kenarlarında keskin hatları vardır, peynir serttir. İşte bu aşamadaki, tost makinesinin ısısı ile henüz karşılaşmamış olan peynirin durumunu, yıpranmamış, sağlıklı bir disk eklemine benzetebiliriz.

Tostu makineye koyduktan bir süre sonra, ısının etkisiyle, peynir biraz yumuşar, kenarlarındaki düz çizgileri kaybolur, içindeki suyu damla damla dışarıya vermeye başlar. Bu aşamadaki peynirin halini, yıpranmış disk eklemine benzetebiliriz. Tıp dilinde eklemin bu hastalığına dejeneratif disk hastalığı adı verilmektedİr.

Tost iyice ısındığı zaman, erimiş peynir ekmeklerin kenarlarından dışarıya doğru akmaya başlar. İşte peynirin bu eriyip akan kısmını da bel fıtığına benzetebiliriz. Bel fıtığı oluştuğu zaman, disk ekleminin çekirdeği de aynı biçimde dışarıya doğru akar. 

Disk ekleminin dış tabakasında gelişen yıpranmalar, çatlak ve yırtıklar zamanla ilerleyip derinleşmeye başlar. Yukarıda verdiğimiz peynirli tost örneğinde olduğu gibi, eklemin merkezinde bulunan macun kıvamındaki eklem çekirdeği bu yırtıkların içinden eklemin dışına doğru zamanla akmaya başlar. Disk ekleminin dışarıya doğru taşan kısmına bel fıtığı adını veriyoruz.

Fıtıklaşan eklem parçası, omurilik kesesi ve sinir kökleri üzerine baskı yapabilir. Fıtık sinirleri sıkıştırarak, ezerek, son derece hassas sinirler üzerinde tahriş, ödem hatta bazen kalıcı hasarlar gelişmesine neden olabilir.

Bel Fıtığı Neden Olur?

Yaş ilerledikçe, saçımızın beyazlaması, cildimizin kırışmasına benzer şekilde, disk ekleminin çekirdeğini çevreleyen dış tabakası üzerinde de yıpranma belirtileri görülür. Liflerin yapısı bozulur, esnekliği azalmaya başlar. Eklemin dış tabakasında çatlaklar gelişir, lifler esneklik özelliklerini kısmen kaybederler, eklemin zorlamaya ve yüke dayanıklılığı giderek azalır, disk eklemi normal olarak yaşlanır.

Çok iyi biliyoruz ki bel fıtığı sadece yaşlı insanlarda görülmüyor, gittikçe artan şekilde gençlerde ve hatta ender olarak, çocukluk çağlarında da görülebiliyor.

Dejeneratif disk hastalığı adını verdiğimiz eklem yıpranması ve bel fıtığı, eklemde normal olarak yaşlanma nedeniyle gelişen harabiyetinin, farklı nedenlerle çok daha erken yaşlarda ortaya çıkması sonucu gelişir. Bu duruma yol açan ise, modern yaşam biçiminin vücudu hareketsiz bırakıp eklemleri zayıflatması, sonuçta da, en ufak bir zorlamada zayıf eklemlerin kolaylıkla yıpranmasıdır.

Bütün bu süreci hızlandırarak bel fıtığı oluşmasını sağlayan temel sorun ise, ekleme kaldırabileceğinden daha fazla yük binmesidir. Eklemin zorlanması ve yıpranma süreci, genellikle yapılan tek bir zorlu hareket ile ya da bir defa ağır kaldırmakla değil, daha sık olarak, tekrarlayan duruş bozukluklarına bağlıdır. Omurganın normal dengesini bozan her durum, yanlış pozisyonda oturmaktan, öne eğilerek çalışmaya kadar, disk eklemlerinin daha kolay yıpranmasına yol açar. 

Bel Fıtığı Nedir - Belirtileri ve Riskleri Nelerdir

Öne eğilerek ağır kaldırmak eklem içindeki basıncı onbeş kattan daha fazla arttırarak eklemin kolayca yıpranmasına neden olur. 

Uzun saatler masa başında oturur pozisyonda çalışanların omurga eklemleri daha kolay yıpranır. 

Birçok hastada bel fıtığının ne zaman ve nasıl bir zorlama sonrasında oluştuğunu  kesin olarak anlamakta güçlük çekeriz. Fıtık oluşumu yavaş yavaş ilerleyen bir süreçtir, fakat günün birinde yapılan bir ters hareket, kaldırılan ağır bir çanta, bardağı taşıran son damla görevi görür. Hastalar bazen koltuğu kaldırdım ondan sonra ağrım başladı ya da eğilip çocuğumu kucağıma aldım ondan sonra ağrım başladı şeklinde yaşadıkları olayları anlatsalar da, genellikle o zamana kadar yıpranmış disk eklemine bağlı ara sıra ortaya çıkan bel ağrıları vardır.  Çok ender olarak, çok şiddetli ve ani bir travma ya da çok şiddetli bir yüklenme sonucu o ana kadar tamamen sağlıklı kalmış, hiç yıpranmamış bir eklemde fıtık gelişebilir, fakat genellikle  disk eklemini zorlayan hareketlerin, düzenli olarak tekrarı eklemin yıpranmasını kolaylaştırır.

Bel Fıtığı Belirtileri Nelerdir?

Hastaların küçük bir kısmında bel fıtığı belirtileri hiç görülmezyada çok hafif derecede görülürken, bir diğer kısmı acil olarak hastaneye yatmayı gerektirecek kadar şiddetli ağrı duyabilirler, hatta bir grup hasta  acil olarak bel fıtığı ameliyatı  geçirmek zorunda kalabilir. En sık rastlanan bel fıtığı belirtileri şunlardır:

Bel Ağrısı

İlk ortaya çıkan ve en sık rastlanan şikayet bel ağrısıdır. Bel ağrısının başlangıçtaki nedeni disk ekleminin dış tabakasının yıpranmaya başlamasıdır. Yıpranan eklem içinde ortaya çıkan kimyasal değişiklikler bel ağrısının ilk ve en önemli nedenidir.

İkinci aşamada, yıpranmış olan disk eklemini korumaya alarak hareketsiz bırakmak amacıyla bel kasları istemsiz olarak kasılırlar. Bel kaslarının kasılmaları hem bel ağrısına, hem de bel hareketlerinde kısıtlılığa yol açarlar. Fıtığın olduğu taraf ile karşı taraf kasları eşit derecede kasılmayabilir, bu durumda da gövde yana doğru bükülebilir.

Bel fıtığının büyümeye başlaması sonucunda ise, fıtık siyatik siniri köküne baskı yapmaya başlar, siyatik sinirinden bel kaslarına doğru yayılan küçük dallar beldeki kasların daha fazla kasılmalarına neden olur ve bel ağrısı daha da artar.

Kalça ve Bacak Ağrısı, Siyatik Ağrısı

Bel fıtığı nedeniyle kalça ve bacağa giden siyatik siniri üzerinde baskı ve tahriş gelişirse, bel ağrısı kalça ve bacağa, ayağa kadar yayılabilir. Halk arasında bacağa yayılan ağrı için siyatik terimi kullanılmaktadır.

Bacakta Uyuşma ve Karıncalanma

Siyatik ağrısı ile birlikte sıklıkla bacakta uyuşma, karıncalanma, iğne batması, yanma gibi  farklı şikayetler de ortaya çıkabilir. Ağrı hissi en fazla rahatsızlık veren histir, bu nedenle hastalar genellikle ağrı şikayetlerini dile getirirler, fakat ağrı ile birlikte çoğu zaman diğer his sorunları da bulunur.

Bacak ve Ayak Kaslarında Güçsüzlük

Bazı hastalarda, eğer gerekli tedavi zamanında ve uygun biçimde yapılmaz, sıkışmış olan sinir kökü üzerindeki baskı kaldırılıp ödem giderilmezse sinir içerisinde bulunan hareket ile ilgili lifler de bir süre sonra etkilenebilir, sorun sadece bir bacak ağrısı ya da uyuşma karıncalanma sorunu olmaktan daha ileriye gidebilir, ayakta kuvvet kaybı, felçler gelişebilir. Bu durum sinir kökünün üzerindeki baskının ileri derecede olduğunu ve sinire zarar verdiğini gösterir. Baskı altındaki sinir kökü üzerindeki hareket ile ilgili lifler görevlerini yapamazlar, kaslara çalışmaları için yeterli elektrik uyarısı götüremezler ve kas gücünde zayıflık gözlenebilir.

İdrar Yapamamak ve İdrar Kaçırmak, Kauda Ekuina Sendromu

Omurilik kesesi içinde bulunan, omurilikten çıkan sinir liflerinin toplandığı, Kauda Ekuina (at kuyruğu) adını verdiğimiz bir sinir lifi demeti vardır. Bu demet içinde bulunan lifler idrarın ve dışkının boşaltılabilmesi için mesane ve anüs bölgesinde bulunan kaslara elektrik uyarısı iletirler. Kauda ekuina lifleri aynı zamanda kadında ve erkekte cinsel organın his duyusunu beyne iletirler, penisin sertleşmesini sağlarlar.

Kauda ekuina lifleri üzerinde bel fıtığı ya da başka bir nedene bağlı olarak baskı bulunması, bu sinir liflerinin görevlerini yapamamalarına, idrar ve dışkı kontrolünün bozulmasına, genital ve anal bölgede his kusurlarına ve penisin sertleşememesine yol açabilirler.

Bel fıtığına bağlı olarak gelişen idrar kontrolü sorunlarının da içinde olduğu Kauda Ekuina sendromu, acil olarak cerrahi müdahale gerektirir.

Siyatik Nedir, Siyatik Ağrısı Neden Olur?

Siyatik sinir, insan vücudunda bulunan en uzun ve en kalın sinirdir. Omurga kanalının alt kısmından çıkan sinir köklerinin birleşmesi ile oluşan siyatik sinirin dalları, kalçadan bacak ve ayağa kadar yayılır.

Sinirler, birer elektrik kablosuna benzerler. Nasıl ki bir kablonun çevresinde bulunan kılıfı kesip çıkarttığımız zaman içeride teller görürsek, sinirin de koruyucu kılıfını açtığımız zaman, içinde lifler görürüz. Sinirlerin içinde iki değişik çeşit lif vardır:

  • His lifleri
  • Hareket lifleri

Tıpkı bir ağacın gövdesinin dallara ayrılması gibi, sinirler de dallara ayrılırlar. Siyatik siniri, küçük sinir dallarının uzandığı bütün noktalara kadar, hem kasların çalışmaları için beyinden aşağıya doğru yayılan dalgalar halinde elektrik uyarılarını hareket lifleri ile iletir, hem de, tam tersi yönde, küçük dalların yayıldıkları alanların his duygusunu  his lifleri ile toplayarak omurilik üzerinden beyne iletir.

Siyatik sinirinin omurga kanalına girdiği noktada bel fıtığı ya da başka bir nedenle baskı altında olması, sanki sinirin dallarının yayıldığı bütün bacakta ağrıya neden olan bir uyaran varmış gibi, sinirin his duyusunu topladığı ayak, bacak, kalça ve belde ağrı oluşturur.

Halk arasında siyatik olarak bilinen hastalıkta, omurga kanalı içinde bulunan siyatik sinirinin köklerinden bir tanesi fıtık ya da kireçlenme benzeri bir nedenle sıkışıp, sinir kökü üzerinde tahriş ve ödem gelişir. Sinirin içindeki his lifleri etkilenerek bel,  kalça ve bacakta siyatik ağrısı, uyuşma, karıncalanma ortaya çıkar.

Bel Fıtığı Risk Faktörleri Nelerdir?

Bel fıtığı, toplumun azımsanmayacak kadar büyük bir kısmında var olan ve hayatı önemli derecede, olumsuz yönde etkileyen, yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır. 

Eskiden bel fıtığı daha çok ağır iş yapan ve çoğunlukla erkeklerde görülen bir hastalık iken, son yıllarda bu hastalığa daha genç insanlarda ve her iki cinsiyette eşit olarak rastlıyoruz. Özellikle hareketsiz yaşam, egzersiz yapmamak, aşırı kilo, eklem ve kasların kullanılmamalarına, gelişmemelerine, zayıf ve dirençsiz halde kalmalarına neden olmakta, en ufak bir zorlamada kolaylıkla yıpranmalarına, eklemde fıtık oluşmasının kolaylaşmasına neden olmaktadır.

Fazla Kilolar

Fazla kilolar nedeniyle  disk eklemleri üzerine daha fazla yük biner ve eklem içindeki basınç artar.

Fiziki Güç Gerektiren İşlerde Çalışmak

Meslek gereği sürekli ağır kaldırmak,  öne eğilmek,  itmek,  uzanmak  zorunda kalanlar omurganın hem bel hem de boyun bölgesinde fıtık riski ile daha yüksek oranda karşı karşıya bulunurlar.

Genetik

Genetik olarak bazı kişiler diğerlerine göre bel fıtığı oluşmasını kolaylaştıracak bir mirasa sahiptirler.

Romatizmal Hastalıklar

Romatizmal hastalıklarvücuttaki tüm eklemlerde yaptıkları gibi disk eklemlerinde de yıpranmaya neden olurlar.

Sigara Kullanımı

Sigara kullanımı eklemin beslenmesini bozar.

Oturma Pozisyonu ve Duruş Bozuklukları

Yanlış oturmak ve benzeri duruş bozuklukları, omurganın anatomik olmayan, dengesiz ve yanlış pozisyonlarda uzun süre kalması bel fıtığı açısından önemli bir risk faktörüdür. Bu konuda en önemli nokta dik veya eğri oturma alışkanlığına sahip olmaktır. Dik oturduğumuzda ağırlık omurlar arasında dengeli bir şekilde yayılır, bel fıtığı riski azalır. Bunun tam tersi şekilde, dengesiz ve eğri bir pozisyonda durmanın bel fıtığı riskini belirgin şekilde arttırdığı bilinmektedir. Yapılan araştırmalarda bele en az yükün bindiği pozisyonun sırt üstü yatarken ayakların altına destek olarak yastık konulmasıyla oluştuğu görülmüştür. Bir diğer araştırmaya göre sandalyede desteksiz şekilde oturulmasıyla oluşan bel baskısı, ayakta oluşandan daha fazladır, ayakta durmak sandalyede desteksiz oturmaktan daha iyi bir seçenektir. 

Yanlış Hareketler

Sandalyede otururken eğilip yerden bir cisim almak disklerdeki baskıyı ciddi anlamda arttırmaktadır. En riskli hareket ise dizler düz şekilde ayakta dururken dizleri bükmeden yerden bir ağırlığın kaldırılmasıdır. Bu kaldırma işlemi disklerdeki baskıyı çok ciddi anlamda arttırır ve bel fıtığı için uygun ortamı hazırlar.

Şiddetli Öksürük

Şiddetli öksürük ve gerinme gibi hareketler de beldeki baskıyı arttıran eylemler arasındadır.

Bel Fıtığından Korunmak İçin Nelere Dikkat Etmek Gerekir? 

Bel fıtığına gün geçtikçe daha fazla artan sayıda ve daha genç yaşta rastlamamızın temel nedeni, modern yaşam biçiminin kas, bağ ve eklemlerimizin kuvvetli olmalarına izin vermemesidir. Asansörden otomobile kadar vücudumuzu tembelleştiren birçok faktör artık hayatımızın bir parçası. Aynı biçimde, insan vücudu için hiç anatomik olmayan oturmak, oturup öne eğilerek çalışmak gibi etkenler, zaten zayıf olan omurgamızın daha kolay yıpranmasına sebep olmaktadır.

Düzenli olarak egzersiz yaparak sadece omurga sisteminin değil, bütün vücut kas ve bağlarının esnek ve kuvvetli olmalarını sağlamak bel fıtığından korunmak için en önde gelen aktivitedir.

Masa başında çalışmamız gerekiyorsa, dik oturmamıza yardımcı olacak ergonomik sandalyeler kullanmak ve sık sık oturduğumuz yerden kalkarak hareket etmek doğru olacaktır. Aynı şekilde, uzun süre otomobil kullanırken de, sık sık mola vererek hareket etmek, kasılmış olan kasları esnetmek faydalıdır.

Aşırı derecede yumuşak sandalyeler, koltuklar ve yataklar bel sağlığı için zararlıdır.

Vücudun ağırlığının, fazla kiloların kontrolü diğer sağlık sorunları gibi, bel fıtığı kontrolünde de önemlidir. Unutmayalım ki, bir arabaya ne kadar fazla yük bindirirsek, arabanın amortisörleri o derecede çabuk yıpranır. Omurganın amortisörleri de, disk eklemleridir.

Öne eğilip yerden bir şey almak, ayakkabı giymek için, beli kırarak değil, dizleri kırarak eğilmek doğrudur.

Spora başlamadan önce yapılan ısınma hareketleri kaslarımızın esnemelerini amaçlarlar, özellikle ağır sporlara başlamadan önce, esneme hareketlerine yeteri kadar uzun süre ayırmak gerekir.

Bel Fıtığı Teşhisi Nasıl Konulur?

Doğru bir teşhis için ilk ve en önemli aşama deneyimli bir doktorun yapacağı detaylı bir fiziksel muayenedir.  Hastayı iyice dinledikten sonra ve dikkatli yapılan bir muayene  sonrasında sorunun ne olduğu, doktorunuzun zihninde büyük ölçüde şekillenecektir. Doktorunuz muayene sırasında;

  • Hareketlerinizi ve kas gücünüzü değerlendirecektir
  • Reflekslerinizi  test edecektir
  • Kaslarınızın ve bağlarınızın  gerginliğini inceleyecektir
  • Dokunma hissi,  soğuk sıcak hissi  gibi his duyularınızı kontrol edecektir

Doktorunuz sizi muayene ettikten sonra birtakım incelemelere ihtiyaç duyabilir:

Röntgen Filmi 

Omurganın genel yapısı, eğrilikleri, eklem mesafelerinin yükseklikleri,  kireçlenmeler konusunda bilgi verir. Fıtık teşhisi için tek başına yeterli değildir,

Bilgisayarlı Tomografi İncelemesi

MR yaygınlaşmadan önce daha sık kullanılırdı. Kemikler ve kireçlenmeler konusunda verdiği önemli bilgiler nedeniyle bir bölüm hastada halen ihtiyaç duyulur,

MR İncelemesi

Hassas dokular olan omurilik, sinirler ve diğer yumuşak dokular olan bağlar ile kaslar konusunda detaylı bilgi verir. Bel fıtığının tam olarak yerini, hangi sinire ne kadar baskı yaptığını detaylı olarak görebiliriz.

EMG İncelemesi

Sinirler üzerindeki elektrik aktiviteyi objektif olarak ölçüp kaslara çalışmaları için ne ölçüde elektrik  iletebildiklerini, sinirlerin  fonksiyonlarının etkilenip etkilenmediklerini gösterir.

Bel Fıtığı Kendiliğinden Geçer mi?

Bel fıtığının kendiliğinden kaybolma ihtimali çok düşüktür. Halk arasında patlamış fıtık tabir edilen, disk ekleminden kopmuş olan serbest eklem parçalarının, artık eklemin bir parçası olmadıkları için, beslenmeleri de mümkün değildir. Serbest parçaların çok düşük bir oranda, bağışıklık sisteminin bir parçası olan makrofajlar tarafından parçalanıp emildiği bilimsel makalelerde belirtilmiştir.

Bel Fıtığı Tedavisi

Bel fıtığı tedavisi kesinlikle standart bir tedavi değildir. Hastanın şikayetlerinin ağırlığına, muayene bulgularına, yaşına, mesleğine, radyolojik bulgulara göre, her hasta için özel bir tedavi planı hazırlanır. Hastanın durumuna göre;

  • İlaç tedavisi
  • Fizik tedavisi
  • Ameliyatsız bel fıtığı ve ağrı tedavileri
  • Bel fıtığı ameliyatı gerekebilir

Bel fıtığı, günümüzde sahip olduğumuz modern tedavi yöntemleri ile, artık korkulacak bir hastalık değildir. Özellikle;

  • Modern ameliyatsız tedavi yöntemleri ve
  • Tam kapalı bel fıtığı ameliyatları 

çok büyük avantajlar sağlamaktadır.

Konu ile İlgili Okumak İsteyeceğiniz Başlıklar:

Omurga Hastalıkları